Kasların yanlış, aşırı kullanımları, kaza, düşme gibi fiziksel travmalar sonucu ve/veya stres, şok gibi psikolojik nedenlerle kaslarda tetik nokta denen “gevşeyemeyen” düğümler oluşur. Tetik noktalar çok küçük yaşlardan itibaren ve vücudumuzdaki küçük büyük tüm kaslarda oluşabilirler. Bu noktalar, kasları kısa, sert hale getirerek ve kimi bölgelerde gergin bantlar oluşturarak eklem hareketlerinin kısıtlanmasına, omurlar dahil iskelet sisteminde hiza bozulmalarına veya bölgeden geçen sinirler üzerinde baskıya neden olurlar. Sonuçları, iskelet-kas sistemi açısından, örneğin, koldaki bir ağrı veya uyuşmadan, kolu hiç kaldıramamaya kadar varabilecek yelpazede; sistemik açıdan ise bir çok tıbbi ‘teşhis’i maskeleyecek çeşitliliktedir. Tetik noktaların gözden kaçan bir özelliği de ağrıya neden olmadan yıllarca sessiz kalabilmeleridir.
Kasılı kalan bu nodülleri gergin kas dokusu içinde bulmak, çeşitli basınç teknikleri ve nefes farkındalığı aracılığıyla bu gerginlikleri ortadan kaldırmak tetik nokta masajı ile mümkündür. Bölgesel ve belirli bir soruna yönelik olarak uygulanan bu yağlı masaj sistemli bir akışla ya da kişiye özel bir akış planlanarak uygulanabilir .
Masaj alan kişi pasif konumda gibi gözükse de, aslında değildir. Kişinin bedendeki hisleri algılama isteği ve gayreti, bedenini masaj masasına bırakabilme açıklığı, terapistin rehberliğinde nefes alış-verişlerini yönlendirmesi ve en önemlisi sorunlara direnmek yerine çözmek isteyen nitelikte bir niyet ortaya koymasıyla masaj alan kişi aktif bir katılımcıya dönüşmektedir. Terapist bir aracıdır, iyileşme gücünü gösterense vücudun kendisidir.